13 Haziran 2008 Cuma

telve

3 vakte kadar yol göründü....Bir tanesi belgeli bile!
Yırtıp attığım o güzel Beşiktaş takvimi inceldikçe inceldi, haziran basamakları tırmanılmaya devam ediyor...Eğreti bir araba gibi tıngır mıngır ilerleyerek sonunda gelindi. Develer tellal pireler berber iken masal kıvamında; hatta eli cebinde, dudağında bir ıslık, aklı haddinden fazla havada çoğu zaman bir takım elbise resmiliğinde hep olumlu ve maça ası kadar heybetli olan ilk sayfalardan sonra, dilini bilmeyenlerin ancak sözlükle anlayacağı son sayfalara gelindi. Soyunularak kılık değiştirildi ya da o her bir yeri ayrı oynayan "bukalemun" hayvanı gibi renkten renge girilerek bulunulan ortamlara adapte olundu, son düdük çok şükür onlarında sonu oldu. Kara kutu doldu....
Bir işaret fişeği gibi bir ileti bu, rengine göre anlaşılması kolay! Büyüttüğümü söyleyende, sallamayanda, yer işgal edip işkembeden coşturanda beri gelsin panayır var!!! Gece ortalık ışıl ışıl olursa ne ala...Şimdi fincanı yıkayıp bekleme zamanı.....................

7 Haziran 2008 Cumartesi

diyalog


boşluğun içinde bir sarmal. her yer gri ve kül, sonra siyahlar ile griler çatışıyor kendini kaybetmiş bazı objelerde takılıyor sarmala yaşamsal kaygılar çok sesli olarak haykırırken ajite bir sürü nida ilişiyor...çıkmaz sokak gibi bir endişe, koşturmaca cümleler daha önceden kulağa çalınmış bildiklerini bilmemek bilmediklerini kestirmek....


5 Haziran 2008 Perşembe