28 Şubat 2010 Pazar

pazar-bir ticaret masalı



uzun zamandan beri böyle bir filmden etkilenmemiştim...Oldukça şaştım kendime nasıl olurda daha önceden izlemem diye!2009 etiketli ve altın portakal ödüllü bu film akşam akşam rengimi bozdu..Senaryo, oyunculuk ve müzikler aklımı aldı habersiz...Sordum kendime yine neden her etkilendiğim filmde kendimi buluyorum diye..Mihram karakterinin arzusu ve olanı gördükçe önsözüm kazındı aklıma tekrar "zor adamı bozuyor"
Senarist ve yönetmen Ben Hopkins..listeme ve buraya yazılmayı çoktan hak eden bir filmmiş...Hele ki Mihram'ın son sahnesini gördükçe....Küçük yaşam arzusu ve bir yandan üzerine sinmiş ticaret yetisi şu repliği çakıyor aklına

-nerden buldun bunu?
ay ışığını nerden bulur.........

16 Şubat 2010 Salı

mendilsiz






Don lastiği ile mi bağlı kördüğüm geceye? nasıl uzaklaşılır koşar adım ceza sahasından?

doğru ya sen kazana düştün oyun bitene kadar..............

11 Şubat 2010 Perşembe

+1 daha

Ben üflemedim bu sefer...Mumlar rüzgardan söndü ama olsun! Özel gün karmaşası ve akılda kiracı tüm noktalama işaretlerini günü birlik tahliye süreci...Güzel geçsin, güzel yazılsın istenir hep... yaşanılan ve yazılan takvim arkası yazılarını okuyan herkese bir parça pasta ikram ediyorum tekil kutlamamda..

Bu blogu kendime d.günü hediyesi olarak açalı tam 3 sene oldu ve ilk postu yazışımdan bu yana bir kartopu gibi büyüyerek gelen paylaşımcılara bazen tezgah arkası bazen pencere önü, bazen soğuk bir park bankı samimiyetinde yazılar çıktı kınından..
Evet bugün benim doğum günüm ve en sevdiğim, en anlamlı hediyemle daha önce kendime hediye ettiğim birikenlerimle yeni bir yaşa daha merhaba..
Yaşından değil yaşadıklarından ibaret..

sanırım en iyi bu şarkı anlatır!

3 Şubat 2010 Çarşamba

en azından...



"En azından üç dil bileceksin

En azından üç dilde

Ana avrat dümdüz gideceksin

En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin...."

2 Şubat 2010 Salı

günaydın



Öyle bir uyanma olmalı ki..
herşeyden habersiz!
Sadece saatler devam etmeli
birbiri ile köşe kapmaca oynamaya..
Asırlarca şişmiş gözler..
ve kurumuş,
birbiririne girift olmuş dudaklar..
Bir başka sabaha uyanmalı
bir başka dünyaya
ve yaşananlar hep rüyalarda yorumlanmalı...