25 Temmuz 2011 Pazartesi

Yabancı-Yazgı



..Bir kaç hafta sonra sadece odamda bulunanları saymakla saatler geçirebilir oldum. Böylelikle, ne kadar düşünürsem, belleğimden de tanıyamadığım ya da unuttuğum şeyleri o kadar çıkartır oldum. O zaman anladım ki, tek bir gün yaşamış olan biri bile, bir zindanda zahmetsizce yüz yıl yaşayabilir. Sıkılmamak için yeterince anısı olur."


Albert Camus-Yabancı, Akıldan, insandan beslenen bir yazar, bir feylesof...
Zeki Demirkubuz ise insan psikolojisinin ve sosyal olguların yarattığı yaşamların, toplumsal gerçekçi yönetmeni..

Kitabın ismi "YABANCI", bu kitaptan esinlenerek Demirkubuz tarafından çekilmiş olan karanlık üstüne öyküler üçlemesinin ilk filmi ise "YAZGI"...
Doğrusunu söylemek gerekirse, pek bir anlam verememiştim Zeki Demirkubuz'un "YAZGI" isimli filmini ilk izlediğimde, hikaye eksik ve karışıktı... Sonradan anladım ki, sadece kitabı okuyup, filmi izlemeseydim o zamanda yaşananların görselliği yerleşemeyecekti zihnime...
Somutlaştırırken soyutlaştıran bir ağır yük, bir sancı, bir soru işareti, bir yok oluş, bir farketmez...



20 Temmuz 2011 Çarşamba

kapı




"Kapanmayan kapılar ölümcül bir yara gibidir, düşkünler de dahil hayatta her insanın gideceği bir yeri, geleceği bir kapısı vardır! İnsanı yaşatan bu umuttur"

Oysa olmasa ne olurdu? Bir umudun tüm çocuklarının var mıydı hüviyeti? Rengi bile kılıktan kılığa girerken umut denilen bu tehlikeli kelimenin, düşleri köpürtmesi de neyin nesi... Firara has düşüncelerin ve başlangıçların sonsuz mücbir sebebi varken, ne yazık ki başı bağlıydı her günaydının gün doğmadan önce!