30 Haziran 2011 Perşembe

Karşı'lık


Noktasına virgülüne dokunmadan tekrarlıyorum 7.2.2009'da hissedip, alıntıladığım yazıyı, 10 gündür verdikleri ve haftaya bitecek kişisel gelişim ve diğer tekmil eğitimlerinin! hürmetine...


"....Onlar istiyorlar ki
kara toprağın kalbi durana kadar
biz pazarda kelepir bir mal gibi satalım
kafamızın ışığını, gücünü kolumuzun..
Kadınlarımızı karşılarında oynatalım.
Ve dumanlanmağa başlayınca
gözümüzün bakışı
yavaşlayınca
damarlarımızda kanın akışı
karaya vurmuş balıklar gibi
köprü altlarında yatalım..
KARDEŞLER!
Onlara elleriniz dokunmuşsa eğer
yedi tas su dökün ellerinize.
Yırtarak bayramlık gömleğimi ben
peşkir yaparım size... "

N.H.R

maalesef dokundum, zamana, onlara ve sisteme! Tekrar, Tekrar, Tekrar...

19 Haziran 2011 Pazar

Evvel


"bir denizin yanında nedir ki bıyıklı ve saçları dökülmüş bir adam,
kötü bir alışkanlıktan başka nedir bir adam..."



Hangi silik fotoğraf karesinde yaşıyorsun
ya da sen gerçekten yaşıyor musun?
Doğru ya, neydi adın senin?
Nefes alıyor musun sende?
Uzaklara bakıyor musun, gözlerinle kilometreleri devirip?
Sahi sen soru işaretlerini seviyor musun?
Uzatmada söyle, sen herhangi bir şeyi seviyor musun?
Nefsini ya da en azından kendini?
Ağzını bozuyor musun yerli yersiz?
Hiç baktın mı sözlüğe "cerahat" ne demek?
Siyah yaraların hiç aktı mı derya deniz?
Kan ter içinde fırlattın mı yastığını gecenin zulasına?
Kulağıma söyle, sen hiç pişman oldun mu?
Sen,
Kimsin sen?


14 Haziran 2011 Salı

Soyut Padişah

- Kaç yaşındasın?

Ben yalnız paramı sayarım çünkü çalınma kaybolma ihtimali var.

Yaşadığım yıllara kimse dokunmayacağı için, onları saymak zahmetine ihtiyar etmedim.

Ferhan Şensoy-Soyut Padişah

1 Haziran 2011 Çarşamba

itrah



Yüksek katlı, ihtişamlı, camları temiz, korkutucu binalara, iş merkezlerine, resmi kurumlara servisler içinde taşınan onca insan, mezbahaya kesime götürülen kurbanlıklara benziyor...

Çıktığı kısa tatilleri ya da yaptığı marjinal!! aktiviteleri veya bir sidiklik safra sızıntılarını, katlinden kaçabildiği sanarak; terfi günlerinde, maaş bordrolarında, vıcık kutlamalarda unutarak, aslında hiç olmayacağı bir düşe yekten giriyor! Bir kol düğmesi samimiyetsizliğinde sıkılan kollar gizleniyor, pahalı&şık bir dolmakalem ile mundar edilen bir ömürün altına imza atılıyor.