20 Eylül 2008 Cumartesi

V for vendetta



Uzun zamandır arayıp bulamadığım film! Piyasası çok fazla olmayıp, konuda anarşik olunca 2006'da ülkemize gelen bu filmi ancak az önce indirip izleyebildim. Bilenler bilir bir filme sardımmı defalarca izleyebilirim ve izlettiririmde odama her gelen misafire...Burada daha önce de bazı filmlerden bahsettim ve edeceğimde ama bunun yeri inanın şimdiden en üste tırmandı benim nazarımda....Pasif direniş ve sivil itaatsizlik terimini ilk duyduğumdan beri nasıl olmalı bu "devletsiz düzen " diye sorgularken önüme çıkan onca akım arasında bir çizgi roman uyarlaması da olsa itiraf ediyorum en etkileyicisiydi. Belki sayıkladığım şeyler vardı ekranın önünde kim bilir...yarım saat internet aleminde dolaştıktan sonra edindiğim en büyük izlenim, izleyen kitlenin film sonunda "bazı " şeyleri gözden geçirmesi oldu. Filmin içinde o kadar çok aforizma ve muhteşem pasajlar var ki hangi birisini not alacağımı şaşırdım!

Alan Moore'un yarattığı bir çizgi roman sinemaya inanılmaz bir şekilde uyarlanmış.. Yönetmen James McTeigue, senaryo ise Andy-Larry Wachowski ve David Lloyd'a ait...80'lerde İngiltere'de yaşanan olayların ortaya çıkardığı, toplumsal birleşmenin neler doğurabildiğini gösterdiği filmde faşist bir idarenin uygulamaları sonucu, hayatının geri kalanında insanca yaşaması mümkün olmayan birinden bir halk kahramanın doğuşu görülüyor..Türkiye'de çok fazla sempatizanı olduğunu %52 gibi bir sitenin oluşumundan anlayabiliyoruz...Tchaikovsky'nin 1812 uvertürü filmin içinde çokça kulağa çalınmakta, yapmış olduğum ufak araştırma sonucu bununda özellikle seçildiğini düşünmekteyimi zira bu eser Rusya'nın Napoleon'a karşı yaptığı ünlü direnişe adanmış bir esermiş. Genel olarak düşündüğümüzde egemen güçlerin değiştiği fakat savunmanın hala devam ettiği izlenimini kolayca vermekte...

Filmden bazı replikler,
-Bu maskenin altında bir yüz var...
Ancak benim değil
Ne altındaki kaslardan daha "ben"dir o yüz
Ne de altındaki kemiklerden
Bu maskenin altında
Etten daha fazlası var
Bir fikir var...!!!!!!!!!
ve fikirler kurşun geçirmez!!!!

-Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum...
fikirleri adına öldürülen
ve fikirleri savunurken ölen insanlar gördüm...
yalnız,
bir fikri öpemez
ona dokunamaz
veya onu tutamazsınız..
Fikirler kan ağlamaz,
acıyı hissetmezler
ağlamazlar....!

-Toplumlar kendi devletlerinden korkmamalı
devletler kendi toplumlarından korkmalı,
bina nasıl bir sembolse onu yıkma eylemi de semboldür...!
sembollere anlam kazandıran insanlardır..
tek başına semboller anlamsızdır ama yeteri kadar insanla
Bir binayı havaya uçurmak dünyayı değiştirebilir
Şiddet iyi amaçlar içinde kullanılabilir.......

En bomba olanı sona sakladım; " Gerçeğin gücüyle yaşadığım sürece, dünyayı bile fethedebilirim"
Goethe (faust)

kendinize bir iyilik yapın bu filmi bulun ve izleyin.....

16 Eylül 2008 Salı

annemler tatilde

Ana dilinde bu kadar uzun olmasına rağmen Türkçeye "annemler tatilde" olarak çevrilmiş Güney Amerika gerçeği...Filmin yönetmeni Yahudi bir Alman olan Cao Hamburger, yapım yılı ise 2006...

Güney Amerika'da sık sık yaşanan askeri darbelere bir gönderme yapmış olan filmde, ailesi sosyalist olmuş bir çocucuğun gözünden darbe sonrası tatile gidiyoruz diye ortalıktan kaybolan ailesini bekleyişi ve aynı sürece denk gelen 1970 dünya kupasının hikayesini görüyoruz...Efsanevi peleli kadrosu ile Brezilya'nın estirdiği ve sahip olduğu kupa, ailesi ortalıktan kaybolan çocuğu biraz neşelendirse de filmin ana hüznünü bozamıyor...O dönemde hemen hemen dünyanın her bölgesinde aklında aynı dünya düzenini özleyen, isteyen insanlara yapılan muamele bu sefer bir çocuğun gözünden Brezilya'da işlenmiş... Filme bir yerden din ögeside dahil olmuş zira hıristiyan bir çocuk, tam götürüldüğü sırada ölen dedesinin Yahudi olduğunu bilmemekte, yahudi mahallesinde zorluklar yaşamaktadır... Ödülü çok bol olmasa da ödüllere aday gösterilmiş, tarafımdan sıcak bulunmuş, tavsiye edilesi filmdir....

12 Eylül 2008 Cuma

son bakış



28 yıl geçmiş Türk demokrasisine son darbe yapılalı... Bugün ders kitaplarına girmesi gereken, toplumu etnik ve siyasal sınıflara bölmesi nedeniyle üzerinde sosyolojik çalışmalar yapılması gereken, dönemi yaşayanların ayrı ayrı dinlenmesi gereken hazin günlerden birisi...O günden sonra ortaya çıktı bir çok şarkı türkü, o günden sonra doğan çocuklara kulağına küpe olsun diye eylül ismi konulmaya başlandı, o günden sonra ülke bağımsızlık sendromuna itildi iyiden iyiye, şimdi 45-50 yaşında olan anneler, babalar, amcalar o günden sonra derince iç çekmeye başladılar...Bir çoğunun sevdiği, kardeşi, yakını, komşusu o zaman ya kaçtı, kaçırıldı, cezaevine girdi, işkenceler gördü, maalesef bir çoğu ise öldü!!!!60'ların sonunda dünyada yaşanan öğrenci olaylarına ve anti emperyalist başkaldırılara kayıtsız kalamayan ülke gençliği ile doğmuştu herşey, üzerine birde 1961 anayasası ile özgürlüklerin önünü açtığını söyleyen yine ordu güdümlü bir anayasa da işlerine gelmekteydi....fakat nereden bileceklerdi 20 yıl sonra bunları verenlerin, 17 yaşında olmasına rağmen, kemik hastanesi sonuçlarında oynama yaparak yaşını 18 olarak beyan ettikleri nice erdalları asacaklarını.....Bu olaya yazdı Aysel Gürel "son bakış" şiirini, bu olaya okudu Sezen Aksu şarkıyı, Gülten Akın haybeye mi yazdı "büyü "şiirini de onca şarkıcı ağlaya ağlaya okudu???

Şimdi kimse çıkıpta bana vay efendim dönemin koşulları şöyleydi böyleydi, herkes birbirini vuruyordu zaten bu şekilde bir darbeye ihtiyaç vardı demesin zira milletin birbirini öldürmesini isteyenler ya da bu doğrultuda hüküm verenler ile bu tarz bir darbenin olmasını planlayanlar farklı kişilermiydi?

Her ne kadar gargaraya da gelse bu önemli gün, ben bu şekilde değinmek istedim...lütfen herkes birazcık dikkat etsin ana haber bülteninde bu akşam hangi kanal ne kadar yer verecek 12 Eylüle...Ülkenin daha önemli sorunları var öyle değilmi? Zaten ölen ölmüştür yapacak pek birey yok, ateş hep onunla oynayanı yakar düştüğü yerden ziyade değilmi....? Nasıl olduyda TRT 00.05'de bir belgesel hazırlamış bugün için heyecanla bekliyoruz bakalım devletimin güdümlü kanalı neler yapmış? Onun dışında göze gelen herhangi bir yayına rastlamadım...

Hangi görüşte olursa olsun anıyorum kavgadaki yürekleri.....

....Büyü de baban sana büyü de büyü,
Baskılar, işkenceler, kelepçeler, gözaltılar, zindanlar alacak
Büyü de baban sana büyü de büyü
Büyüyüp de ONYEDİNE geldiğinde baban sana
İDAMLAR alacak.....




11 Eylül 2008 Perşembe

kite runner


Bağlantımı değiştirdikten sonra kendimi filme verdim iyice...Hergün en az 3 tane indiriyorum Allah internete zeval vermesin....
Bazılarını paylaşacağım nacizane yorumlarımla....


Türkçeye çeviren şahsın "uçurtma avcısı" dediği "kite runner" isimli 2007 filmi...Aynı isimli kitaptan görsele aktarılmış inanılmaz güzel yapıt. 70lerin son dönemi Afganistan-Kabil'de bir ailenin yaşamı ile başlayan, özelde ise iki çocuğun o döneme bakışını çok iyi görebileceğimiz film, Sovyet işgali ve sonrasında Taliban rejimi ile değişen hayatların trajik bir perspektifte incelemiş...Şiddetle tavsiye ederim zira gördüğüme öneriyorum....!İnsanın içsel çatışmasını, geçmişte yapılan yanlışları, siyasal rejimin toplumsal yaşam üzerindeki etkilerini adama ağlata ağlata anlatan bu hikayenin ya kitabını okuyun ya da bu filmi izleyin derim...İzlemek isteyene dosya şeklinde yardımcı olmaya çalışırım, maksat vatandaşa hizmet....

9 Eylül 2008 Salı

Neveser



Yanılmıyorsam daha önceden paylaştığım bir yazar Cengiz Özakıncı. Anadolu seferinde yolculukta okumak için almıştım yanıma, ki iyi de yapmışım...Çok farklı bir tarzı var ve fark ettiriciliği ile dumanı üzerinde...Yeni çıkan bir kitap değil fakat basımı çok olmasından sakın tüketime yönelik olduğu düşünülmesin... Daha önceki kitabında bahsettiği neveser karakteri üzerine oturan, romanımsı politik bir anlatım...Hikayede geçen bir bir anıdan doğan şu sözlere bayıldım:

Gözümde özleyiş, gönlümde acı
Alnımda sevdanın sıcak izi var
Bana benden yakın, benden yabancı
İçimde dolaşan gezen biri var.....