30 Ekim 2009 Cuma

kürk mantolu madonna



soğuk havanın sayfalarıydı okuduğum değil yaşadığım bu kitap..hani herkesin vardır "fırsat bulup okuyamadığı" bir kitap, onlardan biriydi arkasına yine biten günün tarihini attığım 100 temel can yakıcı eserden birisiydi..ilk defa bir kitapta iki karaktere birden daldım ve sayfaları çevirirken oldukça es verdim..Kesik bir başlangıçla, ne bulacağını bilmeyen meraklı bir hüviyeti daha sonra hemen kendisine çekti..Böyle mi oluyor ya da olmalı bilmiyorum ama bazı bölümlerinde bu uzun öykünün çengeline takıldım..Çok seviyorum ağır kalemlerin bıraktığı koyu mürekkepleri..
kızılayda yapı kredi yayınlarının önünde arkadaşımı beklerken nasıl olduysa girip bir kaç kitap aldım ve bunlardan birisiydi Kürk Mantolu Madonna..Rus edebiyatından etkilenmiş, oldukça hazin bir öykü ve içinde çığ gibi üzerinize düşen paragraflar barındıran zannımca kadri kıymeti bilinmemiş öykü..
altı üstü sağı solu çizilecek o kadar çok cümle var ama koyusiyah olanı paylaşayım dedim
"...Hayat ancak bir kere oynanan bir kumardır, ben onu kaybettim, ikinci defa oynayamam..."

resim adı geçen kürk mantolu madonna "madonna delle arpie"

8 Ekim 2009 Perşembe

adisyon



Hangi dille yazılırsa yazılsın, basit bir cümle gibi oturur genize, yazılası, söylenesi, sövülesi formül.. koca bir şehirde kaybolmuş bir çocuk hüznü ansızın belirir, hıza izin vermeyen yavaşlıkla geçilirken dar sokaklar, tüm tabelalara göz ilişir, nerede biteceği merak edilir bu mecburi yönün.. bitmek bilmeyen bu tek cepheli savaş maalesef tarihe hep aynı sonucu verir... Elde etmek için, bedel ödemek gerekir..

Bedeller hep birşeyleri götürür, ne zaman tükeneceğinin muhasebesini yaparken aslında sonuç basittir, zira alacağı bir şey, vereceğin bir şey kalmadığında elde etme çoktan kapatmıştır hesabı..

biraz pamuk,bir de boyuna göre bembeyaz bez....