Evet bugünde bir kitap etiketi giriyorum, daha okunmamış ama aslında belki de herkesten önce okuduğum bir kitap için... Yazım aşamasında, takip ettiğim, destekleyerek beklediğim sayfalar sonunda birleşerek dizildi kitapçı raflarına... Arka kapağını ben yazacaktım ama yetiştiremedim artık diğer kitabı için söz aldım... Detayları için şuraya lütfen..
"...Okumak hem bir hayat başarısızlığının, ki unutmayın okumak mağlupların işidir, hem de derin bir yalnızlık hissinin sebebi olup çıkmıştır... Okuduğunuz onca kitabı, hayatınızı yatırdığınız o zorlu ve hassas meşgaleyi mezara götüreceğinizden korkmaya başlarsınız... Ve siz de bilirsiniz ki yalnız ölmek zordur, arkanızda mutlaka birkaç müttefik, birkaç şahit bırakmak istersiniz..."
"İnsan çocukken bir büyük saadet ülkesinde yaşıyor, sağa sola şuursuzca koşturup neşeyle kişniyor. Sonra büyüyor, büyüdükçe salaklaşıyor, salaklaştıkça unutuyor o mesut diyarı, bir nevi ölüyor. Çocuklukla yaşlılık arasındaki o dönem araf misali; kitabesi ağır mesailerle, küçük hesaplarla, kesif mutsuzluklarla yazılan bir mezartaşının gölgesinde azap gibi boktan hayatlar. Yetişkinler zombilere benziyor...
"İnsan doğar. On-on beş yıl sonra dünyanın nasıl bir tezgah olduğunu ve doğumla ölüm arasına nasıl hapsedildiğini fark eder. Bu aslında bir histir, bilgi değil. Ve ilk tepkisini verir. Avazı çıktığı kadar bağırarak. Bu çığlık, bir kalabalığın içinde cüzdanını çaldırdığını fark eden kişinin çaresiz haykırışına benzer. Önce aşağılayan ve umursamaz bakışlar atan kalabalık, sonra da aşırı gürültüye dayanamayıp, içlerinden birini, bağırıp çağıranla konuşmaya gönderir. O da bizde çaldırdık cüzdanı, ne var? Senin gibi kıçımızı yırtıyor muyuz der. Böylesi bilimsel bir müdahale için, genelde diplomalı olanlar tercih edilir. Kalabalığın kayıtsızlığı karşısında yavaş yavaş sesi kesilen yaygaracı, gerçeği kabullenir ve çevresindeki boşluğu insanlar ile doldurur. Buna, büyüme denir. Yetişkin olma. Tam olarak yetişkin uysallığı. Yapay bir haldir. Tasarlanmıştır. İşlevselliği üzerine hesaplar yapılıp öyle biçimlendirilmiştir. Yetişkin uysallığının temeli, toplumun varlığının sürdürülebilmesi için toplumdaki her bireyin bir boka yaraması gerektiği inancında yatar. Ve en önemlisi, yetişkin uysallığı, tamamen ölçüsüz bir dünyada milimetrik biçimde ölçülüdür. Yaş ağacın eğilip kendi köküne oral seks yapmasından ibarettir. Oysa on dört yaşındaki bir çocuğun, ergen öfkesi olarak nitelenerek küçük görülen aşırı davranışları, doğal olandır. Gözlerindeki doğum çapakları dökülmüş ve dünya üzerinde dönen bütün dolapların sırtına yüklenmiş olduğunu anlamıştır..." Sf-120
" Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum, demektir. Bilmesem de, öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir..." Sf-349
Kitabın da fragmanı mı olurmuş demiştim görünce.. Daha da meraklandıran o oldu zaten. Siyaha bulanık iki hikaye ve müthiş bir bağlanış... Gözüme çok fazla cümle takıldı(hele bir tanesi, demir leblebi gibi oturdu şurama) ama ben buraya bu iki bölümü taşıdım. Kitabı okudum AZ bitti ama çoğu kaldı!
May1s tüm şenliğiyle geçti! Tayfa Bandista'nın yeni albümü "Daima" bağıra bağıra kulaklarıma çalınıyor. Devamını şuradan indirip&dinleyebilirsiniz. Bu albümün favorisi "aşk şarkısı"