11 Ocak 2009 Pazar

3-5


Saatler korku boku selanik derken, nereden geldiği belli olmayan istemdışı bir heyecan- korku birikmişliği ile kaçarken birşeylerden hatta çoğu zaman kendinden, özel olarak hayattan, genel olarak hayatta bulunanlardan, nefes nefese kalıp köşebaşında soluk alıp vermelerin artar.. Gözlerini kısıp sağına soluna ve özellikle geriye doğru bakarsın... Baktın iyice uzaklaşmışsan dumanına kurban bir de sigara ateşlersin! Aklında haddinden fazla noktalama işareti olmasına rağmen her şeyi boşverme, cebinde taşıdığın anı yaşama psikozuna girersin.. Soğuk ve sigara ortak yapımı dudaklarından süzülen duman, çoklu oluşuma ara vermeden altına sığındığın sokak lambasının ışığı ve gölgesini alarak dev bir yanılsama birlikteliği oluşturur, sen de karakter oyunculuğunun hakkını verip yanılsamalar da kaybolursun.....
Hiç farkında olmadan ceplerini yoklarken, cebinde unuttuğun o kağıtları katladığın şekilde bulursun! Tersine akar kan, soğuk ayaklardan sızmıştır bile paçalara, buz kesilen uzuvlar sabitleşir,  hiç bir zaman altına çiçek bırakılmayacak bir heykel olmuşsundur! Sadece tek sefer duyduğun, bir yerde kulağına çalınan o şarkının melodisini çalarsın kafanda, yarım yamalak akılda kalan sözlere farklı türetmeler yaparsın.. Bir emir gelir boynuna, mecburiyet gelir yapışır ensene, eğilmesende kimsenin önünde, o an sayfanın esiri olmuşsundur! Mutlu bir kavuşma hazırlamışsındır provası hiç yapılmadan.. Bir başka kavuşmaya benzemeyen, bağımsız bir senaryoya sahip olan... Yavaşça, başın ile uçmasın rüzgardan  diye parmaklarınla koruduğun, canı yanmasın diye kıyamadığın, çekingen ve titreyen kağıdı kavuşturursun! Heyecan ve düşten fırlayanlar çiğ olup yağmıştır avuçlarına, ellerin terlemiştir kağıdın yakıcılığında... Bu hareket bin yıllardır sürüyor gibi, sanki sokak lambası güneşin kardeşi gibi..... Ne zaman, kağıt ile yüzün bir nefes mesafesine kadar yaklaşır, işte o zaman saatler geceyi yırtar, kavuşmayı bağırır... Artık 3 maymunun cenazesi gömülmüş, duyuların koşa koşa çalışmaktadır...Gözlerin kağıdı görür, kulakların o melodiyi döndürür döndürür çalar, içine işleyen koku sana emanettir, tarihtir, gelecektir..
Seni buraya kadar getiren, koşturup sokak lambasına sığındıran, nefes nefese bırakan, şüphesiz bir şekilde, bir zaman, GELECEKTİR!!!

Hiç yorum yok: