7 Mart 2009 Cumartesi

se-sa



Sancılı, toz rengi bir sabah..

kan, ter içinde soluk soluğa bir başlangıç,

geçmişin zelzelesi gelmiş baş ucuma ranzayı sallıyor!

Bir sabun köpüğü gibi erirken kıyamet senaryoları sayfa sayfa

okuyucular bir bir koşup uzaklaşıyor...

ne var geceden devam edip, sabahı rahatsız etmesek

esaretin şahidi güneş olmasa...

tüm günahlardan ve hatalardan sığınıp karanlıkta kaybolsak..

bakıp erittiğim duvar dibinden içeri sızsa cemre,

korkak bir halde nereye gizlendiyse üşüyen parmaklarıma ilişse!

sarılırken hali hazırda sıcak darbelere;

geçmiş yalnızca rüyalarda kalsa!

ben görmesem

gördüysem hatırlamasam

hatırladıysam tabirini bilmesem...

ufacık bir kıvılcım yangın olmasa

ateşinde çıplak ayak yürümesem!

sebepler aynı kapıya çıkmasa,

kapı bahane olmasa

araya fikrim sıkışmasa

canım fazla yanmasa...

kocaman bir dalgaya teşekkür edip

yazısız tarihten kurtulsam

Alsa götürse olanı hatta olmayanı

bembeyaz köpüklerine hapsetse

dalga bir kere gidip tekrar hiç gelmese..

yorgun beyin,tükenmiş yürek,tamir edilmesi gereken tonlarca düşünce

boğazlar gibi yalnızlığa sarılıp,

dizlerimin bağı çözülene kadar koşsam,uzaklaşsam

dünya yuvarlak olmasa ,

ben başladığım noktaya hiç geri gelemesem

nokta orada olmasa,

yalnızca bitimlerde kullanılsa..

uzatmaya çalışmadan hayatı,

vakitlice iade olsam

vakit mefhumu olmasa,

ben hiç gelmesem

ben olmasam....

çok geç!

Kalemin ucu kırılsa,

silgiye gerek kalmasa

yazı hiç olmasa...

kağıt hiç yırtılmasa, kanamasa, yanmasa....

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Beklesem zamansız dünsüz yaRınsız...

siyahkupe dedi ki...

Rahat

Şu kavga bir bitse dersin,
Acıkmasam dersin,
Yorulmasam dersin;
Çişim gelmese dersin,
Uykum gelmese dersin;

Ölsem desene!

Orhan Veli Kanık

Adsız dedi ki...

doğmadan ölüme hükümlüydü
kalbim şimdi ölüm zamanı var sadece beklenen..

güzel satırlar okuyorum ..
teşekkürler..