11 Şubat 2010 Perşembe

+1 daha

Ben üflemedim bu sefer...Mumlar rüzgardan söndü ama olsun! Özel gün karmaşası ve akılda kiracı tüm noktalama işaretlerini günü birlik tahliye süreci...Güzel geçsin, güzel yazılsın istenir hep... yaşanılan ve yazılan takvim arkası yazılarını okuyan herkese bir parça pasta ikram ediyorum tekil kutlamamda..

Bu blogu kendime d.günü hediyesi olarak açalı tam 3 sene oldu ve ilk postu yazışımdan bu yana bir kartopu gibi büyüyerek gelen paylaşımcılara bazen tezgah arkası bazen pencere önü, bazen soğuk bir park bankı samimiyetinde yazılar çıktı kınından..
Evet bugün benim doğum günüm ve en sevdiğim, en anlamlı hediyemle daha önce kendime hediye ettiğim birikenlerimle yeni bir yaşa daha merhaba..
Yaşından değil yaşadıklarından ibaret..

sanırım en iyi bu şarkı anlatır!

11 yorum:

Adsız dedi ki...

öyleyse hoşgeldin, iyi ki açtın gözünü dünyaya..zaman zaman isyan ettirsede,taşlara takılıp sendelesek de güzel yaşamak,seni tanımakta güzel:) iyiki geldin hoşgeldin:))

Adsız dedi ki...

yazdıklarını okuyunca aklıma sevdiğim bi şiir geldi..sanki buda bir doğumgününde yazılmış gibiydi..

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85′indeyim ve biliyorum…
Ölüyorum….
“Anlar” Arjantin-1985
Jorge Luis Borg

keşkesiz bir hayat yaşarsın umarım doğum günün kutlu olsun..

deep dedi ki...

İki kapılı hanın koridorunda1 yıldaha geçti desene...İyi ki doğdun...Doğum günün kutlu olsun..Ayrıca parça son derece anlamlı..kim karpuzlukdan hıyarlığa terfi etmiyorki şu dünyada en azından buda bişeydir..kendine has bir kokusu var ...daha kaç girdapda döneriz devran bitene kadar ....
Sevgiler...

deep dedi ki...

İki kapılı hanın koridorunda1 yıldaha geçti desene...İyi ki doğdun...Doğum günün kutlu olsun..Ayrıca parça son derece anlamlı..kim karpuzlukdan hıyarlığa terfi etmiyorki şu dünyada en azından buda bişeydir..kendine has bir kokusu var ...daha kaç girdapda döneriz devran bitene kadar ....
Sevgiler...

buraneros dedi ki...

Yeni yaşın koyuak olsun... Kaleminin lezzeti kadar güzel dolsun. Mutlu yıllar...

aeiou dedi ki...

mutlu olsun

neslihan erzincan özgür dedi ki...

doğum günün kutlu olsun...

Adsız dedi ki...

en güzel günler sizin olsun... sinem....

koyusiyah dedi ki...

paylaşan herkese çok teşekkürler...

monara dedi ki...

Dalga geçmek gerek hayatla. Bu yüzden hiçbir şey düşünülmeden söylenir sevdiğim cümle: İyi ki doğdun.

a. dedi ki...

Geç kalmışım. Olsun. İşin ilginç yanı geçen yıl yazdığım kendi doğum günü yazımda yaptığın yorumu okudum ve ne yazmış diye buraya geldiğimde bir başka doğum günü yazısıyla karşılaştım.

Nice güzel senelerin olur umarım.
Umarım siyahların arasına minik renkler eklenir. Fonda siyah olsa da renkli çiçekler birikir bir kıyıya...