4 Kasım 2011 Cuma

ve



Hep anlatacak, konuşacak bir şeylerin olması ne güzel... Nasıl süreceğini, nereye gideceğini bilmeden, akıbeti hakkında hiç bir fikri olmayan bir su damlasının kuru bir zeminde süzülmesi gibi... yeter ki kurumasın günler, kurumasın kelimeler ve paralelinde yırtılsın her bir takvim sayfası...

Sanırım örtü altında kalan korku, kaleme hakim olmaya çalışıyor ve son dönemin zırvaları hep aynı yerde çarpışıyor... Doldur boşalt günlerin hazzında, israf etmeden birikiliyor sonrasında ise "hakkını vererek" dökülüyor tüm susulanlar! Bir terazinin kefesinde tüm cümleler, ağır basıyor tüm büyük harfle yazılmış kelimeler..

Çıkmaz bir sokağın tabelasının üzeri kaplanmış pasla,
"Bir derdim var, bin dermana değişmem asla!!!"

2 yorum:

Rana Serindağ dedi ki...

Etkileyici tasvirler ve kendimi bulduğum güzel bir yazı,beğendiğimi belirtmeden geçmek istemedim:)

koyusiyah dedi ki...

teşekkür ederim, vaziyetin resminin tasviri..