16 Ocak 2012 Pazartesi

31


"Benerci kendini niçin öldürdü?"
Birinci kısım-Birinci bap



...Dikine müstakil bir apartmanın
En üst katında
dört köşe bir oda
perdesiz pencereler
pencerenin dışında yıldızlı geceler
Genç adam
alnını dayamış cama.
ben, romanın muharriri
diyorum ki genç adama:
-Delikanlım!
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin


Delikanlım!
senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan
kainatın en mükemmel şeyidir.


Delikanlım!
Sen ki,
ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir dar ağacında can vereceksin
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha...


Delikanlım!
belki beni anladın
belki anlamadın,
kesiyorum sözümü.


İşte kapı açıldı
geldi beklenen kadın.
- BEKLETTİM Mİ?
- "ÇOK"
ama zarar yok...


Kadın yakaladı adamı
elinden.
Genç adam
yakaladı kadını belinden
bir yumrukta kırdı camı
oturdular pencerenin içine
sarktı ayakları gecenin içine
ışıklı bir deniz dibi gibi
başlarında, sağda, solda gece yanıyor.
ayakları karanlık boşluklara sallanıyor.
sallanıyor ayakları...
sallanıyor ayakları...
...dudakları...


sevmek mükemmel iş delikanlım
sev bakalım...
mademki kafanda ışıklı bir gece var
benden izin sana
seeeev!
sevebildiğin kadar...


Nazım Hikmet
(1932)

Hiç yorum yok: