13 Aralık 2011 Salı

11


Her bir an, eskisini kovalıyor, arkadan kovalayan öndekine hiç yetişemiyor!

Mide bulandıran, çarpık kişisel çözümleme örnekleri günlerin içine sıkışmış üstünkörü bir temizlik ile yerinden çıkmıyor..

Işıkları kapalı, çok odalı bir evde gezinti gibi, her odası sürprize açık.. Işıkları açtıkça duvar diplerine iyice siniyorum! Ne aradığını bilmeden ya da aramaya başladığında çok iyi bilip sonradan aramanın telaşında kaybolmuş bir unutkanlık belki de kim bilir? Odalara feryat figan, tekme tokat dalıyor, güneş girmeyen zihnin, ömrün ışıklarını bir hışımla açıyor, gizlide köşede ne kaldıysa zulada hepsini didik didik ediyorum..

Bazı odaların kapısı o kadar eski ve sıkı kapatılmış ki kırmaya omzum, hatırlamaya fikrim yetmiyor! Soru işareti maymuncuk olmuş, tenhada kalmış her bulduğum yere dürtüyorum... Gelen tıkırtılara dikkat kesildiğimde, birisi olmalı diye düşünüp pişman olduğum tüm yönelmelerimde, geride zarar ziyan, izmarit, yaştopları, küfür ve her satırı çoktan dolmuş bir sayfa bırakıyorum.. Ayak izleri her yerde tanınıyor, bazıları orada kalıplaşmış, bazıları ise çok naif dokunuşlar ile hemencecik uzaklaşmış.. Hassiktir ya bu düşünceler aklıma nereden de bulaşmış? Hayatımın pozunu verir donakalmalarım, hayra alamet olmayan iç çekişler ve hortumu delik gözler... Avuçlarımın arasında kesici, delici, yakıcı, yırtıcı, onlarca soru işareti, hediye paketli ve ileri tarihli cümle.... Memeden kesilmiş bebe bile akıtmaz yaşlarını böyle İçim içimi kemirirken...!



Hiç yorum yok: